İçeriğe geç

Panik atak tansiyonu nasıl düşürülür ?

Panik Atak Tansiyonu Nasıl Düşürülür? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış

Panik Atak ve Toplumsal Yapılar

İstanbul’un kalabalık sokaklarında yürürken, bazen kendimi yabancı gibi hissediyorum. Ne kadar tanıdık olursa olsun, o yoğun kalabalık içinde insanları izlerken, herkesin hayatındaki farklı zorlukları görmek mümkün. İnsanlar hep bir yerlere yetişmeye çalışırken, bazılarının adımlarında bir aciliyet, bazılarınınsa hızı sadece panik. İstanbul’da toplu taşımada, iş yerlerinde ya da sokaklarda karşılaştığım her an, panik atak ve buna bağlı tansiyon sorunlarının ne kadar toplumsal ve çeşitlilikle ilgili olduğunu daha iyi anlıyorum.

Panik atak, insanların fiziksel ve duygusal sınırlarını zorlayan, ani ve şiddetli korku, endişe hali olarak tanımlanır. Ancak panik atak, sadece bireysel bir sağlık problemi değil; aynı zamanda toplumsal yapılarla, cinsiyet rolleriyle ve sosyal adaletle doğrudan bağlantılı bir durumdur. Panik atakla mücadele ederken, aynı zamanda toplumsal yapılar, çeşitlilik ve eşitsizlik gibi faktörlerin de etkisi büyük.

Toplumsal Cinsiyet ve Panik Atak

Kadınların, erkeklerden daha fazla panik atak yaşadığına dair araştırmalar mevcut. Toplumumuzda kadınlar, özellikle de çalışma hayatında sıkça zorlanan, psikolojik yükleri daha fazla taşıyan bireyler olarak öne çıkıyor. İstanbul’daki bir sivil toplum kuruluşunda çalışırken, kadınların sık sık panik atakla karşılaştığını gözlemliyorum. Özellikle sosyal roller ve aile yükü, kadının psikolojik sağlığını doğrudan etkiliyor. Ev işleri, çocuk bakımı, çalışma hayatı gibi birden fazla yükü taşıyan kadınlar, bu yükleri taşımanın getirdiği stres ve kaygılar nedeniyle daha sık panik atak krizleri yaşıyorlar.

Kadınların genellikle duygusal olarak daha hassas olmaları bekleniyor. Bu, ister istemez panik atakla mücadele ederken yaşadıkları zorlukları katlıyor. İstanbul’un yoğun hayatı içinde, toplu taşımada, sokaklarda ya da iş yerlerinde kadının kendini yalnız hissetmesi, sosyal baskılarla yüzleşmesi, psikolojik ve duygusal yüklerin artmasına neden olabiliyor.

Sosyal Sınıf ve Erişim Eşitsizlikleri

Bir diğer dikkat çeken faktör ise sosyal sınıf farkları. Toplumda daha düşük sosyo-ekonomik statüye sahip bireylerin, sağlık hizmetlerine ve psikolojik destek alabilecek kaynaklara erişimi sınırlı olabiliyor. Kaygı ve panik atak sorunları yaşayan birçok kişi, bu sağlık sorunlarını göz ardı etmek zorunda kalabiliyor. Toplu taşımada, sokakta gördüğüm, elinde paketiyle işine gitmeye çalışan, uykusuz ve stresli bir şekilde yüzleri asık olan insanlar, aslında panik atak ile başa çıkmaya çalışan kişiler olabilir. Fakat bu kişilerin psikolojik destek alması, toplumdaki diğer bireylere göre çok daha zorlayıcı bir hale geliyor.

Sosyal sınıf farkları, tıbbi yardımın sınırlı olmasının yanında, psikolojik destek almanın da ayrı bir zorluğu. Panik atak ve tansiyon problemi yaşayan bir kişi, öncelikle toplumsal normlardan kaynaklanan baskılara ve ekonomik zorluklara karşı başa çıkmak zorunda kalıyor. Kaygı bozuklukları, panik ataklar, tansiyon problemleriyle birleştiğinde, bu bireylerin yalnızca psikolojik değil, fiziksel anlamda da daha fazla zorlandığını görüyoruz.

Erkekler, Duygularını İfade Etme Zorluğu

Toplumsal cinsiyet normlarının, özellikle erkeklerin duygusal ifadeleri konusunda oluşturduğu engeller, panik atak ve tansiyon problemleriyle baş etme biçimlerini de etkiliyor. Erkeklerin toplumda “güçlü” ve “duygusal olmayan” rollerle tanımlandığını biliyoruz. Bu roller, erkeklerin psikolojik destek aramalarını, duygusal zorluklarını dile getirmelerini zorlaştırıyor. İstanbul’da toplu taşımada, bir adamın panik atak geçirerek bayıldığını görmüştüm. O an, etrafındaki diğer erkeklerin ona nasıl yaklaşmaya çalıştığını dikkatle izledim. Kimse bir şey söylemedi, kimse yardım etmek için adım atmadı. Çünkü erkeklerin panik atak gibi duygusal zorluklar yaşaması, toplumda büyük bir tabu haline gelmiş durumda.

Bu da, panik atak ve tansiyon gibi sorunların çözülmesini daha da zorlaştırıyor. Erkeklerin çoğu, duygusal zorlukları kendilerinin yaşadığını ve toplumda bir “erkek” gibi davranmaya devam etmeleri gerektiğini hissediyorlar. Bu nedenle, yardım istemek, destek aramak, sadece bir kırılma değil, toplumsal normlarla da savaşmak anlamına geliyor.

Panik Atakla Baş Etmek İçin Toplumsal Adalet Gerekliliği

Panik atak ve tansiyon gibi sağlık sorunları, yalnızca kişisel değil, toplumsal bir mesele olarak ele alınmalıdır. Toplum olarak, duygusal yükleri daha fazla taşıyan kadınlara, daha fazla ekonomik baskı altında olan bireylere, duygusal ifadeleri engellenen erkeklere destek olmak, daha sağlıklı bir toplum inşa etmenin yolu olabilir. Psikolojik desteğe erişim hakkının, herkes için eşit olduğu bir toplumda, panik atak ve tansiyon gibi sağlık sorunlarıyla başa çıkmak daha kolay olacaktır.

Sosyal adaletin bir parçası olarak, bu sağlık sorunlarına karşı farkındalık yaratmak, toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlarını zorlamak, ve herkesin psikolojik destek alabilmesi için eşit haklara sahip olması gerektiğini unutmamalıyız.

Sonuç

Panik atak, sadece bir sağlık sorunu değil, toplumsal yapılarla, sosyal eşitsizlikle, toplumsal cinsiyet rolleriyle iç içe geçmiş bir sorun. Kaygı ve panik atakla başa çıkabilmek, sadece bireysel çaba değil, aynı zamanda toplumun genel yaklaşımına da bağlı. Farklı gruplar bu sorunla farklı şekillerde mücadele ediyor. Fakat hepimizin ortak bir amacı var: panik atak ve tansiyon gibi sorunları daha erişilebilir, eşit ve adil bir toplumda daha kolay çözebilmek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet güvenilir mi